Navigation

RSS: articles / comments



MyEnglishLessons

İngilizceyi Öğrenmenin Doğru Adresi!

Present Perfect Tense

PRESENT PERFECT TENSE

 

Cümle Yapısı:

Özne + have/has + V3

Bu cümle yapısını oluşturabilmek için düzensiz fiillerin V3 (Past Participle) halinin ezberlenmesi gerekir. 

Düzensiz fiil listesinde olmayan fiillerin yalın hallerine, (-ed, -ied, -d) eklerinden birisi getirilerek

V3 hali elde edilir.

 

 

I

You

We

They

Ali And Ayşe

 have spoken.

 

He

She

It

Ali

Ayşe

The Cat

 has spoken.

 

Kullanıldığı Yerler

 

1. Geçmişte yapılmış ve sonucu elimizde olan işleri anlatmak için kullanılır.

            Örneğin, evimizi yeni boyamış ve boya henüz kurumamış ise, işin sonucu elimizde

            olduğu için, bu durumu;

 

                We have painted our house. (Evimizi boyadık.)

                                  V3

            cümlesi ile ifade ederiz.

            Eğer, evimizi boyamış ve üzerinden zaman geçmiş ise, ve bu işin sonucu bugünü

            etkilemiyorsa, o zaman, "past simple tense" kullanırız.

 

                We painted our house. (Evimizi boyadık.)

                            V2

            Dolayısıyla, bu kullanım durumuna baktığımızda, "present perfect tense" (have/has + V3)

           sonucu günümüzü etkileyen, sonucu elimizde olan yakın geçmiş zamanı anlattığı görülür.

           Olayın etkileri geçmiş ise, o zaman past simple (V2) ile anlatmak daha doğrudur.

 

2. Bir şeyi hayatımızda, şimdiye kadar hiç yapıp yapmadığımızı anlatmak için kullanılır.

 

            Have you ever gone to Paris?  (Sen hiç Paris'e gittin mi?)

            -- Yes, I have gone to Paris twice.  (Evet, Paris'e iki kez gittim.)

 

            Have you ever been to Paris?  (Sen hiç Paris'te bulundun mu?)

            -- Yes, I have been to Paris twice.  (Evet, Paris'te iki kez bulundum.)

 

        Burada, cümlenin sonuna "zaman ifadesi" kullanılmaz. Çünkü, bu cümle yapısı

        bu şekilde kullanıldığında, bu (have/has +V3) yapısının içinde "up to now" (şimdiye kadar)

        yada "in your life" (hayatın boyunca) gibi bir anlam gizlidir.

 

        Olayın çok yıllar önce olmuş olması önemli değildir. Bu kullanımın, yakın geçmiş

        ile ilgili yoktur. Sadece, işin şimdiye kadar hiç yapılıp yapılmadığını anlatır.

 

        Eğer, bir kişinin, bu eylemi geçmişte ne zaman yaptığını anlatmak gerekiyorsa,

        o zaman, "present perfect tense" ile değil de, "past simple" ile anlatmak gerekir.

 

        Örneğin:

        Did you go to Paris?  (Parise Gittin mi?)

        Yes, I went to Paris, last year.  (Evet, geçen yıl, Paris'e gittim.)

        I have gone to Paris last year. cümlesinde, geçmiş zaman ifadesi "last year" kullanılamaz.

       

        Çünkü, present perfect tense, kullanıldığında, içinde, "şimdiye kadar" anlamı gizlidir.

        Bu nedenle başka bir zaman ifadesi kullanılmaz.

      

        Burada, geçmişe ait kesin bir zaman (last year) verilmiş olduğu için, "past simple"

        daha uygundur.

 

3. "Already, Just, Yet, Ever, Never" gibi kelimeler ile yakın geçmişi anlatmak için kullanılır.

   

    Already : zaten, halihazırda,          (Olumlu cümlelerde, fiilden önce)

    Just        : demin, henüz, az önce,  (Olumlu cümlelerde, fiilden önce)

    Yet         : henüz, şimdiye kadar,    (Olumsuz ve soru cümlelerinde, cümle sonunda)

    Ever       : Hiç                               (Soru cümlelerinde, fiilden önce)

    Never     : Hiç                              (Olumlu cümlelerde fiilden önce kullanılır ancak olumsuz anlam taşır.)

 

    -Have you ever cooked omlette?    (Hiç omlet pişirdin mi?)

          *Yes, I have cooked omlette many times.   (Evet, bir çok kez pişirdim.)

          *No, I never.                                              (Hayır, asla.)

          *No, I haven't.                                            (Hayır, yapmadım.) 

    - Have you finished your work yet?              (Çalışmanı şimdiye kadar bitirdin mi?)

          * No, not yet.                                        (Hayır henüz değil.)

          * No, I haven't finished my work yet.     (Hayır, henüz çalışmamı bitirmedim.)

          * Yes, I have already finished my work.  (Evet, çalışmamı zaten bitirdim.)

          * Yes, I have just finished my work.        (Evet, çalışmamı demin/az önce bitirdim.)

 

4. Present Perfect Tense, "Since" ve "for" ile başlayan zaman ifadeleri ile birlikte kullanılır ve

bir işin ne kadar süredir yapılmakta olduğunu anlatır.

 

  For + süre

 Since + Başlangıç zamanı

  for 2 hours      (iki saattir)

 since 1980   (1980 den beri)

  for 5 days       (beş gündür)

 since this morning (bu sabahtan beri)

  for 10 years    (on yıldır)

 since yesterday (dünden beri)

  for two weeks (iki haftadır)

 since 2 o'clock  (saat ikiden beri)

  for ten months  (on aydır)

 since I was a child  (çocukluğumdan deri)

  for a day  (bir gündür)

 since I came here (buraya geldiğimden beri)

      

        I have studied.  (Ben çalıştım.) zaman ifadesi olmayınca, geçmiş zaman olarak anlam vermek daha doğrudur.

 

        I have studied for 2 hours. (İki saattir çalışıyorum.) (İki saattir çalışmaktayım.)

 

        I have studied since this morning. (Bu sabahtan beri çalışıyorum.) (Bu sabahtan beri çalışmaktayım.)

 

 

        Dikkat ederseniz, "since" yada "for" ile kullanıldığında, sanki şimdiki zaman gibi Türkçe'ye çeviriyoruz.

 

           Peki, neden şimdiki zaman da süre vermiyoruz?

            Örneğin: I'm studying (Ben çalışıyorum.) cümlesi şimdiki zaman bir cümledir.

            Ancak, bu cümle yapısında süre verilemez.

            Çünkü, bu cümlenin bir tek zaman ifadesi vardır. O da "now" (şimdi) kelimesidir.

            Şimdiki zaman, sadece konuşma anında yapılmakta olan eylemleri anlatır.

            Bundan dolayı, geçmişten bugüne kadar, süreyi anlatmaz.

            Bu nedenle;

            Bir işin ne kadar süredir yapılmakta olduğunu anlatmak için "present perfect tense" + for/since...

            kullanılır.

    

            I have watched TV.     (Ben Tv izledim.)

            I have watched TV for 3 hours      (Üç saattir TV izliyorum.)

           We have watched TV since 8 o'clock      (Saat sekizden berir TV izliyoruz.)

Bugün 1 ziyaretçi (40 klik) kişi burdaydı!


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol